gender, quality of being male or female; sexual intercourse, coitus

listen to the pronunciation of gender, quality of being male or female; sexual intercourse, coitus
İngilizce - Türkçe

gender, quality of being male or female; sexual intercourse, coitus teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

sex
seks

Sizce ben seksi miyim? - Do you think I'm sexy?

Kim genç ve seksi görünmek istemez ki? - Who doesn't want to look young and sexy?

sex
cinsiyet

İşverenler ırkları, dinleri, etnik kökenleri, deri renkleri, cinsiyetleri, yaşları, medeni durumları, engellilikleri ya da cinsel yönelimleri nedeniyle işçileri işe almayı reddemezler. - Employers cannot refuse to hire workers because of their race, religion, ethnic origin, skin colour, sex, age, marital status, disability or sexual orientation.

Alman erkekleri cinsiyetçidir. - German men are sexist.

sex
{s} cinsel

Yeni karikatürler çok fazla şiddet ve cinsel sahneye sahip. - Recent comics have too many violent and sexual scenes.

Bir asansörde cinsel olarak taciz edildi. - She was sexually harassed in an elevator.

sex
cinsellik
sex
cinsel ilişki

Artık cinsel ilişkiye girmiyoruz. - We don't have sex anymore.

Dan en genç halası Linda'yla sapkın bir cinsel ilişkiye başladı. - Dan began an erratic sexual relationship with his youngest aunt, Linda.

sex
cinsliksiz
sex
{s} cinsel istek uyandıran
sex
{f} cinsiyetini belirlemek
sex
seksapel
sex
cinslik
sex
önek alt
sex
cinsiyetsiz
sex
(isim) seks, cinsellik, cinsel ilişki, cinsiyet, cins
sex
sexless eşeysiz
sex
(Tıp) Cinsiyet, cinsiyet, cinslik, erkeklik veya dişilik
İngilizce - İngilizce
{i} sex
gender, quality of being male or female; sexual intercourse, coitus