gefährlich teriminin Almanca Türkçe sözlükte anlamı
- (Gramer) (für jdn. + A) birisi için tehlikeli, rizikolu olmak
- - {gıfalın} r hatır; zevk, haz
- gıfe: rlih tehlikeli
- tehlikeli, riskli, rizikolu; ciddi, kritik, vahim¡
- tehlikeli
Hayır, Tom, o çok tehlikeli.
-Nein, Tom, das ist zu gefährlich!
Bu adamlar tehlikeli.
-Diese Männer sind gefährlich.
- tehlikeli mi
gefährlich teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- dangerous
- {s} tehlikeli
Caddede oynamak çocuklar için tehlikelidir.
-It is dangerous for children to play in the street.
Radyoaktif maddeler tehlikelidir.
-Radioactive matter is dangerous.
- hairy
- {s} tüylü
Tom'un tüylü bir sırtı var.
-Tom has a hairy back.
Onun tüylü bir göğsü var.
-He has a hairy chest.
- hairy
- {s} kıllı
Onun kıllı bir göğsü var.
-He has a hairy chest.
Tom'un kıllı bir göğsü var.
-Tom has a hairy chest.
- hairy
- (sıfat) kıllı, tüylü, saçlı, kıl gibi, kıl, tehlikeli, riskli, zor
- dangerous
- çekinceli
- hairy
- heyecanlandırıcı
- dangerous
- {s} riskli
Bu riskli ve tehlikeli.
-This is risky and dangerous.
Bu riskli deneye katılmak ister misin?
-Do you like taking part in this dangerous experiment?
- dangerous
- dangerously tehlikeli bir şekilde
- hairy
- kıl gibi
- hairy
- hairi ness tüylülük
- hairy
- {s} zor
- hairy
- {s} riskli
- hairy
- kıldan yapılmış
- hairy
- mükemmel
- hairy
- ABD
- hairy
- (Tıp) Kıl veya tüylerle örtülü, kıllı, tüylü
- hairy
- (Tıp) Kıla benzer, tüy gibi
İlgili Terimler
gefährlich teriminin Almanca İngilizce sözlükte anlamı
- pestilent
- pernicious
- unsafe
- hairy
- dangerous
- reckless
- risky
- unsafely
- noisome
- precariously
- perilous
The top spun perilously close to the edge of the table.
-Der Kreisel rotierte gefährlich nah an der Tischkante.
Due to overfishing, some fish stocks are now at perilously low levels.
-Aufgrund von Überfischung sind einige Fischbestände inzwischen auf einem gefährlich niedrigen Niveau.
- hazardous
- venturesome
- dangerously
- perilously
Due to overfishing, some fish stocks are now at perilously low levels.
-Aufgrund von Überfischung sind einige Fischbestände inzwischen auf einem gefährlich niedrigen Niveau.
The top spun perilously close to the edge of the table.
-Der Kreisel rotierte gefährlich nah an der Tischkante.
- pestilently
- Gefährlich für die Ozonschicht. (Gefahrenhinweis)
- Dangerous for the ozone layer. (hazard note)
- gefährlich (Situation)
- parlous
- gefährlich leben
- to live on the edge
- gefährlich nahe am Rand des Abgrundes
- on the ragged edge
- Der Unfall führt uns drastisch vor Augen, wie gefährlich Objektspringen ist.
- The accident is a sobering reminder of the dangers of base jumping
- Ein in die Enge getriebenes Tier kann gefährlich sein.
- A cornered animal can be dangerous
- Es ist ein Lehrstück dafür, wie gefährlich es ist, wenn …
- It is a text-book example of how/ an object lesson in how dangerous it is when …
- Wenn man weiß, wie gefährlich das ist …
- When you know how dangerous it is …