O, tehlikeye maruz kaldı.
- He was exposed to danger.
Askerler düşman ateşine maruz kaldı.
- The soldiers were exposed to the enemy's fire.
Fadıl, Leyla'nın hayatını tehlikeye attı.
- Fadil endangered Layla's life.
Sami, Leyla'nın hayatını tehlikeye attı.
- Sami endangered Layla's life.
Aslında, yerleşik halk radyoaktif ışınlara maruz kalmaktadır.
- In fact, the inhabitants have been exposed to radioactive rays.
Askerler düşman ateşine maruz kaldı.
- The soldiers were exposed to the enemy's fire.
Tehlikede olan deniz yaşamını korumak için bir fon kuruldu.
- A fund was set up to preserve endangered marine life.
Dilinin tehlikede olduğunu sana ne düşündürüyor?
- What makes you think that your language is endangered?
Fadıl karanlık sırrını açıkladı.
- Fadil exposed his dark secret.