garantisiz

listen to the pronunciation of garantisiz
Türkçe - İngilizce
non guaranted
garanti
guarantee

He guaranteed his slaves' freedom. - O, kölelerinin özgürlüğünü garantiledi.

Freedom of thought is guaranteed by the constitution. - Düşünce özgürlüğü anayasa tarafından garanti altına alınmıştır.

garanti
warrant

This car has a good warranty. - Bu arabanın iyi bir garantisi var.

The warranty doesn't cover normal wear and tear. - Garanti normal aşınma ve yıpranmayı içermemektedir.

garanti
guaranty
garantisiz satış
nonwarranty
garanti
surety
garanti
(Ticaret) aval
garanti
(Ticaret) hedging
garanti
warrantee
garanti
assurance
garanti
(Ticaret) stipulation
garanti
undertaking
garanti
warranty

The warranty doesn't cover normal wear and tear. - Garanti normal aşınma ve yıpranmayı içermemektedir.

The warranty for my TV is expired. - Televizyonumun garanti süresi bitti.

garanti
safe guard
garanti
cinch
garanti
bound to
garanti
guaranteed

Freedom of thought is guaranteed by the constitution. - Düşünce özgürlüğü anayasa tarafından garanti altına alınmıştır.

Equality is guaranteed by the Constitution. - Eşitlik anayasa tarafından garantiye alınmıştır.

garanti
be guaranteed
garanti
guarantees

There are no guarantees in life. - Hayatta hiçbir şeyin garantisi yoktur.

There are no guarantees. - Hiçbir garanti yoktur.

garanti
guarantied
garanti
(Konuşma Dili) sure, certain; certainly, without doubt
garanti
(Hukuk) guarantee, warranty
garanti
in the bag
garanti
guaranty, guarantee
garanti
guaranty, guarantee, warranty, surety
Türkçe - Türkçe
Garantisi olmayan, güvencesiz
garanti
Kesinlikle, kesin olarak, ne olursa olsun
garanti
Güvence, inanca, teminat
garanti
Güvence, inanca, teminat: "Hatice'nin garantisi altında işini yürütmekten başka bir şeye bakmıyordu."- T. Buğra