Çok geçmeden ondan haber alacağımızı umuyorum.
- I hope it won't be long before I hear from her.
Tom, John'un ondan ödünç para almaya çalışacağı konusunda Mary'yi uyardı.
- Tom warned Mary that John would try to borrow money from her.
Tarihin bize öğrettiği şey insanların ondan bir şey öğrenmemiş olmasıdır.
- What history teaches us is that men have never learned anything from it.
İstediğimi ondan alacağım.
- I'll take from it what I wish.
Kitabı ondan ödünç aldı.
- She borrowed the book from him.
Ondan uzun zaman haber alamadılar.
- They haven't heard from him in a long time.
Birisi bundan ne kazanır?
- What does one profit from this?
Bundan, Feminizmin hala gerekli olduğu sonucuna varabilirsin.
- From this you can conclude that feminism is still necessary.
Senden bu kadar iyi bir hediye beklememiştim.
- I didn't expect such a nice present from you.
Senden küçük bir yardıma ihtiyacım var.
- I need a little help from you.
... DAVID BECKHAM: Her wardrobe is ridiculous already. ...
... >>Kevin Allocca: It's just me and her; right? >>Salar Kamangar: Thanks very much, and enjoy ...