Berbat bir çığlık sesi onu ürpertti.
- The sound of an awful scream made him shudder.
Berbat bir şeyin kokusunu alıyorum.
- I smell something awful.
Ben çok kötü üşüttüm.
- I caught an awful cold.
Söylediğim şey hakkında çok çok kötü hissediyorum.
- I feel awful about what I said.
Bugün hava korkunç sıcak.
- It's awfully hot today.
Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç.
- There are very few shops and the cinema is awful.
Tom çok yorgun görünüyordu.
- Tom seemed awfully tired.
Ben geç kaldığım için çok üzgünüm.
- I'm awfully sorry that I was late.
Ne müthiş bir dünyada yaşıyoruz!
- What an awful world we live in!
Onun konuşması müthiş sıkıcıydı.
- His speech got awfully boring.
I have learnt an awful amount today.