estetikçi

listen to the pronunciation of estetikçi
Türkçe - İngilizce
esthetician
aesthete
aesthetician, esthetician
estetik
{s} esthetic
estetik
(Latin) aesthetica
estetik
aesthetic

Tom has an aesthetic sense for modern painting. - Tom'un modern resim için estetik duygusu vardır.

Mariko went to the aesthetic salon. - Mariko estetik salonuna gitti.

estetik
aesthetics
estetik
esthetics
estetik
cosmetic
estetik
1.aesthetics, esthetics
estetik
esthetical
estetik
aesthetical [Brit.]
estetik
aesthetic, esthetic
estetik
aesthetic; aesthetics
estetik
plastic
estetik
aesthetic [Brit.]
estetik
aesthetics [Brit.]
estetik
{s} aesthetical
estetik
axiology
Türkçe - Türkçe
Estetikle uğraşan kimse
estetik
Estetik, değer teorisi veya aksiyoloji adı verilen felsefenin bir dalıdır. Duygu ve beğeninin yargılanması olarak da geçen duyusal-duygusal değerleri inceler. Sanat felsefesi ile yakından ilişkilidir
Estetik
bedia
Estetik
bedii
Estetik
güzel duyusal
estetik
Güzelliği ve güzelliğin insan belleğindeki ve duygularındaki etkilerini konu olarak ele alan felsefe kolu, güzel duyu
estetik
Sanatsal yaratının genel yasalarıyla sanatta ve hayatta güzelliğin kuramsal bilimi, güzel duyu, bedii, bediiyat: "Boğaziçi'nin, Sarayburnu yarımadasını, tarihî üslup ve estetiklerini korumak için çok iyi hazırlanmış projeler var."- H. Taner
estetik
Kusurlu bir organı düzeltmek veya güzelleştirmek amacıyla uygulanan (yöntemler)
estetik
Sanatsal yaratının genel yasalarıyla sanatta ve hayatta güzelliğin kuramsal bilimi, güzel duyu, bediiyat
estetik
Güzelin ve güzel sanatların doğasını inceleyen felsefe dalı
estetik
Güzellik duygusu ile ilgili olan veya güzellik duygusuna uygun olan
estetikçi