zâbit

listen to the pronunciation of zâbit
Turkish - English
officers
(someone) who knows how to get what he wants
(Askeriye) officer
officer
birinci zabit
(Askeri) chief officer
ikinci zabit
(Askeri) second officer
Turkish - Turkish
Rütbesi teğmenden binbaşıya kadar olan asker, subay
Rütbesi teğmenden binbaşıya kadar olan asker: "Bu karanlık günler, senin gibi genç, ateşli, imanlı zabitlerin gayreti ile aydınlanacak!"- S. Kocagöz
Tuttuğunu koparan, dediğini yaptıran
(Osmanlı Dönemi) subay, askere kumanda eden rütbeli asker, kuvvetli, yavuz; zabteden
ZÂBİT
(Osmanlı Dönemi) Subay
ZABİT
(Hukuk) Subay
ZÂBİT
(Osmanlı Dönemi) (C.: Zâbitân) Askere kumanda eden rütbeli asker
ZÂBİT
(Osmanlı Dönemi) Mc: Dediğini yaptıran, tuttuğunu koparan kimse
ZÂBİT
(Osmanlı Dönemi) Zabteden. Başkalarını zabtedip idare etmeğe memur olan
ZÂBİT
(Osmanlı Dönemi) Kuvvetli, yavuz