Definition of your time in English Turkish dictionary
- vaktiniz
- this time
- bu sefer
Bu sefer onu yapamam.
-I can't make it this time.
Tom bu sefer doları yene çevirmemenin daha iyi olacağını düşünüyor.
-Tom thinks it would be better not to change dollars into yen at this time.
- this time
- bu kez
Bu kez farklı olacak.
-This time's going to be different.
Bu kez Tom'a yardım edip edemeyeceğimizi bilmiyorum.
-I don't know if we can help Tom this time.
- this time
- bu defa
Bu defa hatalı olan benim gibi görünüyor.
-This time, it looks like it is me who is wrong.
Bu defa sonuçları aldı.
-This time, he got results.
- This time
- be sefer
- hide your time
- zaman gizlemek
- our time
- bizim zamanımız
- take your time
- zaman ayırın
Yemek yemek için zaman ayırın.
-Take your time when you eat meals.
Lütfen ne yapacağınıza karar vermeden önce zaman ayırın.
-Please take your time before deciding what to do.
- take your time
- Acele etme. Uygun bir zamanında yap
- take your time...
- zaman ayırın
- that time
- O zaman
O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.
-At that time, Mexico was not yet independent of Spain.
O zamana kadar çoktan ayrılmış olacağım.
-By that time I'll have already left.
- take your time
- acele etmeyin
Acele etmeyin. Bu bir maraton, sürat koşusu değil.
-Take your time. It's a marathon, not a sprint.
Lütfen acele etmeyin.
-Please take your time.
- what time is your bus
- otobüsünüz saat kaçta
- what time is your flight
- uçağınız saat kaçta
- what time is your train
- treniniz saat kaçta
Related Terms
Definition of your time in English English dictionary
- your time zone
- the particular local time zone where you live (ex: Central European Time zone, Eastern Standard Time zone. etc.)
- me time
- Time to oneself; a period spent relaxing on one's own
- this time
- On or near the same date
this time last year.
- this time
- on this occasion, on this opportunity
Related Terms
Turkish pronunciation
yôr taymPronunciation
Resimler
Videos
... is that for felons, once you've served your sentence and you've done your time and you've ...
... So you're only spending your time ...