yenik

listen to the pronunciation of yenik
Turkish - English
nibbled
corroded
bite
beaten
gnawed
defeated
partially eaten
hole/place that has been eaten by (a moth, worm, mouse, acid): güve yeniği hole made by a moth (in a piece of cloth). kurt yeniği wormhole
eroded
succumb to

He was weak enough to succumb to temptation. - O günaha yenik düşmek için yeterince zayıf.

yenik düşmek
succumb

He was weak enough to succumb to temptation. - O günaha yenik düşmek için yeterince zayıf.

yenik düşmek
defeated
yenik düşmek (hastalığa)
succumb
yenik düşmek
Be defeated
yenik düşmek
to be defeated
yenik düşmek (duygulara)
be overwhelmed with
yenik düş
succumb

Mary succumbed to Tom's influence. - Mary Tom'un etkisine yenik düştü.

My grandfather succumbed to a terminal cancer this year. - Dedem bu yıl ölümcül bir kansere yenik düştü.

hükmen yenik sayılmak
default
Turkish - Turkish
Bir hayvanın veya böceğin bir şeyi yiyerek onda bıraktığı iz: "Boynunda pire yenikleri vardı."- S. F. Abasıyanık
Savaş veya yarışmada yenilmiş, mağlup
Yenmiş, aşınmış
Bir hayvanın veya böceğin bir şeyi yiyerek onda bıraktığı iz
Yenmiş, aşınmış: "Önümüzde sakat ve her tarafı yenik masacıklar duruyor."- R. H. Karay
yenik
Favorites