yayın yapan

listen to the pronunciation of yayın yapan
Turkish - English
broadcaster
(Televizyon) broadcasting
yayın yap
{f} broadcasting
yayın yap
{f} broadcast

He gave an interesting broadcast about modern art. - O, modern sanat hakkında ilginç bir yayın yaptı.

Voice of America broadcasts from Washington. - Amerikanın sesi Washington'dan yayın yapar.

yayın yap
{f} broadcasted
VHF Her İstikamete Yayın Yapan Taktik Hava Seyrüsefer İstasyonu (Cihazı)
(Askeri) very high frequency omnidirectional range station and/or tactical air navigation
izinsiz yayın yapan
pirate
korsan yayın yapan kimse
pirate
kısa dalga yayın yapan
short wave
paralı yayın yapan televizyon
pay as you see
çok yüksek frekansta her istikamete yayın yapan istasyon
(Askeri) very high frequency omnidirectional range station
yayın yapan
Favorites