The bus picked up the speed gradually.
- Otobüs yavaş yavaş hızlandı.
Many old customs are gradually dying out.
- Çok sayıda eski gelenek yavaş yavaş ortadan kalkıyor.
She was leaving and was walking slowly from me.
- O benden ayrılıyordu ve yavaş yavaş yürüyordu.
Tom was walking slowly with his head down.
- Tom baş aşağı yavaş yavaş yürüyordu.
The sky has gradually clouded over.
- Gökyüzü yavaş yavaş bulutlandı.
The bus picked up the speed gradually.
- Otobüs yavaş yavaş hızlandı.
I am beginning to like Ken little by little.
- Ken'den yavaş yavaş hoşlanmaya başlıyorum.
Tom's Japanese is improving little by little.
- Tom'un Japoncası yavaş yavaş gelişiyor.
Bit by bit, he could attract her with his behaviour.
- Yavaş yavaş, davranışı ile onu çekebildi.
I am becoming accustomed to the severe climate here bit by bit.
- Buradaki sert iklime yavaş yavaş alışıyorum.
Tom and Mary were speaking softly in French.
- Tom ve Mary yavaş yavaş Fransızca konuşuyordu.
She was leaving and was walking slowly from me.
- O benden ayrılıyordu ve yavaş yavaş yürüyordu.
The river flows slowly to the sea.
- Nehir yavaş yavaş denize doğru akar.
Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
- Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
Speak slower, please.
- Lütfen daha yavaş konuşun.
Could you please speak a little bit more slowly?
- Biraz daha yavaşça konuşabilir misin?
Could you speak more slowly, please?
- Lütfen daha yavaş konuşabilir misin?