Turkish - English
Definition of yasa dışı in Turkish English dictionary
- illicit
- illegal
- (Askeri) outlawed
- (Hukuk) unlawful
- bastard
- yasadışı
- unlawful
- yasadışı
- illicit
Fadil and Layla had an illicit affair.
-Fadıl ve Leyla'nın yasadışı bir ilişkisi vardı.
- yasadışı
- illegal
Tom didn't do anything illegal.
-Tom yasadışı bir şey yapmadı.
Many of the votes were illegal.
-Oyların çoğu yasadışıydı.
- yasa dışı göç
- (Askeri) illegal migration
- yasa dışı hareket
- outrage
- yasa dışı eylem
- malpractice
- yasa dışı faiz
- (Ticaret) anatocism
- yasa dışı gelir
- (Ticaret) illegal income
- yasa dışı ilan etme
- (Kanun) illegitimation
- yasa dışı işçiler
- (Hukuk) illegal workers
- yasa dışı satış yapma
- (Ticaret) bootlegging
- yasa dışı silah transferi
- illegal arms transfers
- yasa dışı sozleşmeler
- illegal contracts
- yasa dışı sınır geçişi
- (Askeri) illegal border cross
- yasa dışı ticaret
- (Ticaret) illicit trade
- yasa dışı ticaret
- (Hukuk) illegal traffic
- yasa dışı ve uygunsuz ticaret yapmak
- (Hukuk) trafficking
- yasadışı
- {s} pirate
- yasadışı
- lawless
- yasadışı
- backdoor
- yasadışı
- outlawed
- yasadışı
- illegitimate
- yasadışı
- wrongful
- yasadışı
- illegal, unlawful
- yasadışı
- illegal, unlawful, illicit
- yasadışı
- bootleg
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of yasa dışı in Turkish Turkish dictionary
- Yasalara, yasa kurallarına uymayan, kanun dışı, gayrikanunî, illegal
- kanun dışı