yarısında

listen to the pronunciation of yarısında
Turkish - English
in the depth of
in half of
yarı
part

We have a party tomorrow evening. - Yarın akşam bir partimiz var.

I'm going to give a birthday party for my friend tomorrow. - Yarın arkadaşım için doğum günü partisi vereceğim.

yarı
semi

We dated on a semi regular basis until she moved to Australia. - O Avustralya'ya taşınana kadar yarı düzenli aralıklarla buluştuk.

The women paraded around seminude. - Kadınlar neredeyse yarı çıplak geçit töreni yaptı.

yarı
moiety
yarı
half

The dictionary contains about half a million words. - Sözlük, yaklaşık yarım milyon kelime içeriyor.

The population of Italy is about half as large as that of Japan. - İtalya'nın nüfûsu, Japonya'nınkinin yaklaşık yarısı kadardır.

yarı
quasi

A function that is both quasiconvex and quasiconcave is quasilinear. - Hem yarı-dışbükey hem de yarı-içbükey olan bir fonksiyon yarı-doğrusaldır.

yarı
quasi-
yarı
para-
yarı
meta
yarı
semi-

Farm cats are usually feral or semi-feral. - Çiftlik kedileri genellikle vahşi veya yarı vahşidir.

Sami was lying on his side in a semi-fetal position. - Sami yarı fetal bir pozisyonda yan yatıyordu.

yarı
hemi

Tomorrow's total eclipse of the sun will be visible from the southern hemisphere. - Yarının toplam güneş tutulması, güney yarımküreden görünür olacaktır.

Seasons are reversed in the southern hemisphere. - Mevsimler Güney yarım kürede tersine çevrilir.

yarı
sports half time, the half
yarı
half of the, half the: Öğrencilerin yarısı geldi. Half of the students have come. gece yarısı midnight
yarı
half of, mid-: Yarı ömrüm bitti. Half of my life is over. Yarı yolda kaldık. We were left stranded in the middle of our journey. yarı gece midnight. yarı yün yarı poliyester bir kazak a sweater that's half wool and half polyester
yarı
halfway, half, only partially: yarı açık half open. Yarı anladı. He halfway understood. yarı pişmiş et underdone meat. yarı cahil semiliterate. yarı göçebe seminomadic/ seminomad. yarı resmi semiofficial
yarı
halves

Never do things by halves. - Hiçbir işi yarım yamalak yapma.

You shouldn't do things by halves. - İşleri yarım bırakmamalısın.

Turkish - Turkish

Definition of yarısında in Turkish Turkish dictionary

Yarı
nim
yarı
Yağ çömleğinin ağzına gerilen deri
yarı
Yarısı kadar olan, yarım olan
yarı
Bir bütünü oluşturan iki eşit parçadan her biri, nısıf
yarı
Gereğinden az, tam olmayarak
yarı
Gereğinden az, tam olmayarak: "Arkasından yarı şaka, yarı sitem ilave ediyor."- A. İlhan
yarı
Bir şeyin yarısı kadar olan, yarım olan
yarı
Futbolda 45 dakikalık her iki dönemden biri
yarı
Bir bütünü oluşturan iki eşit parçadan her biri, nısıf: "Ziyafet neşe içinde gece yarısına kadar sürdü."- R. H. Karay
yarı
(Osmanlı Dönemi) nısf