yarışmaktadır

listen to the pronunciation of yarışmaktadır
Turkish - English

Definition of yarışmaktadır in Turkish English dictionary

yarış
race

The United States had won the race to the moon. - Amerika Birleşik Devletleri, aya yarışı kazandı.

One hundred and fifty people entered the marathon race. - Yüz elli kişi maraton yarışına girdi.

yarış
competition, competing, vying
yarış
compete

I competed with him for the first prize. - Birincilik ödülü için onunla yarıştım.

Tom competes in ski races. - Tom kayak yarışında yarışıyor.

yarış
bout

The wrestler had his right leg broken in a bout. - Bir yarışmada güreşçinin sağ bacağı kırıldı.

yarış
course
yarış
compete with

We can't compete with that. - Biz onunla yarışamayız.

Nobody can compete with that. - Hiç kimse onunla yarışamaz.

yarış
{f} contest

He wants to participate in the contest. - O, yarışmaya katılmak istiyor.

The contestant made two false starts. - Yarışmacı, iki yanlış start yaptı.

yarış
racing

Tom doesn't know a whole lot about racing. - Tom yarış hakkında çok şey bilmiyor.

What did the racing driver say? - Otomobil yarışçısı ne dedi?

yarış
gymkhana
yarış
racing track
yarış
race, contest of speed
yarış
run

She was strong enough to run a 10-mile race. - 10 millik bir yarışı koşmak için yeterince güçlüydü.

He is one of the candidates running for mayor. - Belediye başkanlığı için yarışan adaylardan biridir.

yarış
race; competition
yarış
vie
Turkish - Turkish

Definition of yarışmaktadır in Turkish Turkish dictionary

Yarış
müsabaka
Yarış
(Osmanlı Dönemi) SEBAK
Yarış
(Hukuk) KONKUR
yarış
Genellikle bir ödül kazanmak amacıyla birbirini yenmeye çalışma, müsabaka
yarış
Yarışma, rekabet
yarış
Bir spor dalında genellikle ödül kazanmak amacıyla birbirini yenmeye çalışma, müsabaka: "Bunlardan kaç babayiğit bu ölüm yarışını göze alabilir?"- T. Buğra