Shut your yapper or I'll shut it for you!.
The chief engineer did research hand in hand with his assistant.
 - Başmühendis, asistanı ile el ele araştırma yaptı.
You didn't do a very good job, I said.
 - Çok iyi bir iş yapmadığını söyledim.
He doesn't know who built those houses.
 - O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
She doesn't know who built those houses.
 - O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
I'm doing this for you.
 - Bunu senin için yapıyorum.
Translating sentences on Tatoeba is more fun than doing homework.
 - Tatoeba'da cümleleri çevirmek ev ödevi yapmaktan daha eğlenceli.
Can you do it in one day?
 - Onu bir günde yapabilir misin?
I want to do it myself.
 - Onu kendim yapmak istiyorum.
In ethnic Iranian foods, you can see many products which are made of milk.
 - Etnik İran gıdalarında, sütten yapılan birçok ürün görebilirsiniz.
I want a suit made of this material.
 - Bu kumaştan yapılmış bir takım elbise istiyorum.
Don't be afraid of making mistakes.
 - Hatalar yapmaktan korkmayın.
Making such a judgement may lead to wrong ideas.
 - Öyle bir yargılama yapmak yanlış fikirlere yönlendirebilir.
Tom saved Mary's life by performing the Heimlich maneuver.
 - Tom Heimlich manevrasını yaparak Mary'nin hayatını kurtardı.
Dr. Jackson is performing an autopsy.
 - Dr. Jackson otopsi yapıyor.
It can be done in a day.
 - O, bir günde yapılabilir.
If it had not been for her help, you would never have done it.
 - Onun yardımı olmasaydı asla onu yapamazdın.
A molecule is made up of atoms.
 - Bir molekül atomlardan yapılmıştır.
This stool is made up of leather and wood.
 - Bu tabure, deri ve tahtadan yapılmıştır.
What do you make of that?
 - Onunla ilgili ne yaparsın?
What did you make of that?
 - Onunla ilgili ne yaptın?
Rio's carnival is held in February.
 - Rio karnavalı şubat ayında yapılır.
Parliamentary elections will be held in Germany in 2017.
 - Parlamento seçimleri 2017'de Almanya'da yapılacak.
The enemy committed a horrible manslaughter in the city.
 - Düşman, şehirde korkunç bir katliam yaptı.
They made John chairman of the committee.
 - Onlar John'ı komite başkanı yaptı.
She made coffee for all of us.
 - O hepimiz için kahve yaptı.
Butter is made from milk.
 - Tereyağı sütten yapılır.
Don't be afraid to make mistakes when speaking English.
 - İngilizce konuşurken hata yapmaktan korkmayın.
The teacher is angry, so please do not make noise in the classroom!
 - Öğretmen kızgın, bu nedenle lütfen sınıfta gürültü yapmayın!
He committed an illegal act.
 - O, yasa dışı bir eylem yaptı.
Many atrocities were committed during the war.
 - Savaş boyunca birçok zulüm yapıldı.