You didn't do a very good job, I said.
 - Çok iyi bir iş yapmadığını söyledim.
The girl did nothing but cry.
 - Kız ağlamaktan başka bir şey yapmıyor.
He doesn't know who built those houses.
 - O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
Why doesn't anybody translate my sentences?
 - Neden kimse cümlelerimin çevirisini yapmıyor?
I'm doing it for you.
 - Bunu senin için yapıyorum.
You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.
 - Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor.
Can you do it in one day?
 - Onu bir günde yapabilir misin?
We'll do it when we have time.
 - Zamanımız olduğunda onu yapacağız.
I want a suit made of this material.
 - Bu kumaştan yapılmış bir takım elbise istiyorum.
Beer bottles are made of glass.
 - Bira şişeleri camdan yapılır.
Don't be afraid of making mistakes.
 - Hatalar yapmaktan korkmayın.
Making such a judgement may lead to wrong ideas.
 - Öyle bir yargılama yapmak yanlış fikirlere yönlendirebilir.
They assisted him in performing the operation.
 - Onlar onun operasyonu yapmasında yardım etti.
Tom saved Mary's life by performing the Heimlich maneuver.
 - Tom Heimlich manevrasını yaparak Mary'nin hayatını kurtardı.
She can't have done such a thing.
 - O öyle bir şey yapmış olamaz.
It can be done in a day.
 - O, bir günde yapılabilir.
Tom has made up his mind to go to Boston to study.
 - Tom öğrenim yapmak için Boston'a gitmeye karar verdi.
This stool is made up of leather and wood.
 - Bu tabure, deri ve tahtadan yapılmıştır.
What do you make of that?
 - Onunla ilgili ne yaparsın?
Tom doesn't know what to make of this.
 - Tom bunun hakkında ne yapacağını bilmiyor.
Parliamentary elections will be held in Germany in 2017.
 - Parlamento seçimleri 2017'de Almanya'da yapılacak.
The conference is to be held in Tokyo the day after tomorrow.
 - Konferans öbür gün yapılacak.
They made John chairman of the committee.
 - Onlar John'ı komite başkanı yaptı.
The enemy committed a horrible manslaughter in the city.
 - Düşman, şehirde korkunç bir katliam yaptı.
Bottles of beer are made of glass.
 - Bira şişeleri camdan yapılır.
Butter is made from cream.
 - Tereyağı kaymaktan yapılır.
The baby is asleep. Don't make a noise.
 - Bebek uyuyor. Gürültü yapmayın.
A good daughter will make a good wife.
 - İyi bir kız çocuğu, iyi bir eş yapacaktır.
Tom committed a bank robbery.
 - Tom bir banka soygunu yaptı.
The enemy committed a horrible manslaughter in the city.
 - Düşman, şehirde korkunç bir katliam yaptı.