Turkish - English
Definition of yılgın yılgın in Turkish English dictionary
- yılgın
- daunted
- yılgın
- terrified
- yılgın
- depressive
- yılgın
- terrorized; terror-stricken, terror-struck
- yılgın
- daunted; intimidated; cowed
- yılgın
- terrified; daunted
- yılgın bir halde
- crestfallenly
- yılgın bir şekilde
- dauntedly
- yılgın işçiler
- (Ticaret) discouraged workers
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of yılgın yılgın in Turkish Turkish dictionary
- Ürkerek
- yılgın
- Bıkmış, usanmış
- yılgın
- Morali bozulmuş, çökmüş
- yılgın
- Yılmış, korkmuş olan: "Yılgın gözlerle bunlara baktı ve köşedeki tütüncüyü soracak oldu."- M. Ş. Esendal
- yılgın
- Morali bozulmuş, çökmüş: "Böyle manen bozgun, yılgın ve bedenen bitkin bir hâlde köye varıyoruz."- Y. K. Karaosmanoğlu
- yılgın
- Yılmış, korkmuş olan
Related Terms
yılgın yılgın
Hyphenation
yıl·gın yıl·gınPronunciation
Resimler
History
Favorites