yüksük

listen to the pronunciation of yüksük
Turkish - English
thimble
(Botanik) cupule, cup (as an acorn cup)
thimble (used in sewing)
ferrule
collet
(Botanik) root cap, calyptra
thimble; calyptra, coif
coif
(Askeri) ring
(Denizbilim) crucible
yüksük biçiminde olan makarna
The thimble shaped pasta
yüksük dolusu
thimbleful
yüksük kadar
1. very small amount, thimbleful. 2. a very small amount of, a thimbleful of. 3. very small, no bigger than one's thumb
tüylü yüksük otu
(Tabiat Doğa) (bitki, Fam: sıracagiller,aslanağzıgiller) Grecian foxglove
Turkish - Turkish
Mobilya'da vida başlarını örtmek için kullanılan yüksük biçiminde maden parça
Dikiş dikerken,iğnenin batmasını önlemek için parmak ucuna takılan kesik koni biçiminde koruncak
Dikiş dikerken, iğnenin batmasını önlemek için parmak ucuna takılan kesik koni biçiminde koruncak
Köklerin ucunda bulunan ve kökün üretken dokusunu korumaya yarayan oluşum, kalensöve
yüksük kına
Yalnız bir tek parmağın baş kısmına surülen kına
yüksük makarna
Yüksük biçiminde olan makarna
yüksük otu
Sıracagillerden, kalp hastalıklarında dijitalin adıyla kullanılan bir alkaloit veren, çiçekleri yüksük biçiminde olan bitki (Digitalis purpurea)
yüksük
Favorites