yüklendi

listen to the pronunciation of yüklendi
Turkish - English
(Bilgisayar) installed
(Bilgisayar) loaded

The ship loaded in two days. - Gemi iki gün içinde yüklendi.

yükle
(Bilgisayar) install

I'd like you to help me install this software. - Bu yazılımı yüklememe yardımcı olmanı istiyorum.

Tom eventually figured out how to install a free database application on his computer. - Tom sonunda kendi bilgisayarına ücretsiz bir veritabanı uygulamasını yüklemeyi anladı.

yükle
{f} laded
yükle
upload

As soon as I can get my son to scan our family photos, I'll upload some of them to our website. - Aile fotoğraflarımızı oğluma taratır taratmaz, onlardan bazılarını web sitemize yükleyeceğim.

How do we upload photos to your website? - Fotoğrafları sitene nasıl yükleriz?

yükle
download

I downloaded the file that Tom uploaded. - Tom'un yüklemiş olduğu dosyayı indirdim.

She downloaded an antivirus. - O, bir antivirüs yükledi.

yükle
{f} task
yükle
{f} lading
yükle
{f} burden

I can't burden Tom with that problem. - Bu sorunu Tom'a yükleyemem.

I don't want to burden you with my troubles. - Size sorunlarımı yüklemek istemiyorum

yükle
{f} load

The men loaded the baggage into the truck. - Adamlar bagajı kamyona yükledi.

We loaded a lot of luggage into the car. - Arabaya bir sürü bagaj yükledik.

yükle
weight down
yükle
{f} loaded

Tom loaded the cars onto the ferryboat. - Tom arabaları araba vapuruna yükledi.

We loaded a lot of luggage into the car. - Arabaya bir sürü bagaj yükledik.

yükle
{f} laden
yükle
load down
yükle
{f} loading

The suitcases were ready for loading. - Bavullar yükleme için hazırdı.

We're ready to begin loading the truck. - Kamyonu yüklemeye hazırız.

yükle
impute to
yükle
impute
yükle
weigh down
yükle
lade
yükle
burdened
yükle
charging
yükle
weighdown
yükle
loaddown
yükle
weigh#down
yükle
weightdown
yükle
{f} weight

If you load too much weight in this box, it's going to blow up. - Bu kutuya çok fala ağırlık yüklersen patlar.

yükle
weight#down
yükle
imputeto
yüklendi
Favorites