İşçilerin çoğu açlıktan öldüler.
- Many of the workers died of hunger.
General Motors 76,000 işçisini işten çıkardı.
- General Motors laid off 76,000 workers.
Fransa'da işçiler her yıl dört haftalık ücretli izin alırlar.
- Workers in France receive four weeks of paid vacation each year.
Ben sadece düz bir ofis çalışanıyım.
- I'm just a plain office worker.
Sağlık çalışanları ihtiyacı olan insanlara yardım eder.
- Health workers aid people in need.
Projenin en büyük zorluğu, hayata geçirmek için gerekli beceriye sahip emekçilerin bulunup bulunmaması olacak.
- The biggest challenge to the project will be the availability of workers with the skills required to bring it to fruition.
Daha iyi maaş ve daha iyi çalışma koşulları için temizlik emekçileri grevine barış içinde yardım etmek için oraya gitmişti.
- He had gone there to help garbage workers strike peacefully for better pay and working conditions.
Orada hiç sağlık personeli yoktur.
- There are no medical workers there at all.
O bir büro elemanıdır.
- He is an office worker.
Dan doğum günü için bir iş arkadaşından şanslı kedi heykelciği aldı.
- Dan got a lucky cat figurine from a co-worker for his birthday.
Tom bir iş arkadaşını yaraladı.
- Tom injured a co-worker.
kanada.
The firm has worker-centric culture.
Ben sosyal hizmet görevlisiyim.
- I am a social worker.
O gerçekten çok çalışıyor ve onun meslektaşları bunun için ona saygı duyuyor.
- He works really hard, and his co-workers respect him for it.
Şirket politikası, farklı mevkilerdeki meslektaşları arkadaşlık etmekten men ediyor.
- Company policy precludes fraternization between co-workers.
Ben sadece basit bir fabrika işçisiyim. Neden beni rahatsız ediyorsunuz?
- I'm just a simple factory worker. Why do you bother me?
Japon ofis çalışanları çok çalışırlar.
- Japanese office workers work very hard.
İşçilerin çoğu açlıktan öldüler.
- Many of the workers died of hunger.
İşler başarısız sonuçlanınca işçiler işlerini kaybettiler.
- As businesses failed, workers lost their jobs.
Projenin en büyük zorluğu, hayata geçirmek için gerekli beceriye sahip emekçilerin bulunup bulunmaması olacak.
- The biggest challenge to the project will be the availability of workers with the skills required to bring it to fruition.
Daha iyi maaş ve daha iyi çalışma koşulları için temizlik emekçileri grevine barış içinde yardım etmek için oraya gitmişti.
- He had gone there to help garbage workers strike peacefully for better pay and working conditions.
... that means more on the job training and more prone to ships that so young worker ...
... a factory worker is CEO of America's largest automaker ...