without outside help

listen to the pronunciation of without outside help
English - Turkish
dışarıdan yardım almadan
alone
yalnız

Ormanda yalnız başına yaşadı. - He lived alone in the forest.

Yaşlı adam yalnız yaşıyor. - The old man lives alone.

alone
Iet alone kendi haline bırakmak
alone
yalnız tek başına
alone
{s} yalnız; kimsesiz. z. yalnız, yalnız başına, tek başına
alone
yalnız başına

O yalnız başına kahvaltı yaptı. - He had breakfast all alone.

İş onun tarafından yalnız başına mı yapıldı. - Was the work done by him alone?

alone
{s} kimsesiz

Ben gidersem kimsesiz olacaksın. - If I go, you'll be all alone.

alone
karışmamak
alone
bir başına
alone
meşgul olmamak
without help
adamsız
alone
sadece

Sadece yalnız kalmak istediklerini söylediler. - They said they only wanted to be left alone.

Lütfen sadece beni yalnız bırakın. Düşünmek istiyorum. - Please just leave me alone. I want to think.

alone
tek başına

Hiroko orada tek başına oturdu. - Hiroko sat there all alone.

Her şahıs tek başına veya başkalarıyla birlikte mal ve mülk sahibi olma hakkına sahiptir. - Everyone has the right to own property alone as well as in association with others.

English - English
alone

The job was to hard for me to do alone.

without outside help

    Hyphenation

    with·out out·side help

    Turkish pronunciation

    wîdhaut autsayd help

    Pronunciation

    /wəᴛʜˈout ˈoutˈsīd ˈhelp/ /wɪðˈaʊt ˈaʊtˈsaɪd ˈhɛlp/
Favorites