very much; to a great extent; a lot; lots

listen to the pronunciation of very much; to a great extent; a lot; lots
English - Turkish

Definition of very much; to a great extent; a lot; lots in English Turkish dictionary

a great deal
bir hayli

Sana söyleyecek bir hayli şeyim var. - I have a great deal to tell you.

O bir hayli sabır gösterdi. - He displayed a great deal of patience.

a good deal
bir dünya
a good deal
oldukça çok
a great deal
etek-etek
a good deal
1. çok: That cost him a good deal. Ona pahalıya mal oldu. İts climate iş a good deal like Cairo´s. Havası Kahire´ninkine çok benziyor. 2. k. dili kelepir. 3. k. dili iyi bir şey
a good deal
iyi bir anlaşma
a great deal
çok

Onun konuşması onun çok şey bildiğine beni inandırdı. - His talk led me to believe that he knows a great deal.

O süt satarak çok para yaptı. - He made a great deal of money selling milk.

a great deal
oldukça çok

Ona oldukça çok borçluyum. - I owe him a great deal.

Bu benim için oldukça çok şey ifade ederdi. - It would mean a great deal to me.

English - English
a good deal

They had a good deal less than we had.

a great deal

They had a great deal less than we had.

very much; to a great extent; a lot; lots
Favorites