Ken korkunç bir soğuk algınlığı olmuş gibi görünüyor.
- Ken seems to have a terrible cold.
Korkunç kazada düzinelerle insan yaralandı.
- Dozens of people were injured in the terrible accident.
Tom neredeyse bir yerli gibi yazabilir fakat onun telaffuzu berbattır.
- Tom can write almost like a native speaker, but his pronunciation is terrible.
Berbat bir deneyim yaşadım.
- I had a terrible experience.
Sanırım Tom'a çok kötü bir şey oldu.
- I think something terrible has happened to Tom.
Çok kötü bir ikilemdeyim.
- I am in a terrible dilemma.
O sözcük oyunu müthiştir.
- That pun is terrible.
Tom müthiş bir keşif yaptı.
- Tom made a terrible discovery.
O, o gün çok kötü hissetti.
- She felt very bad that day.
Onun davranışı, benim hatırladığım gibi, çok kötüydü.
- His behavior, as I remember, was very bad.
Bu yol dehşet verici.
- This road is terrible.
Sigara içmek sağlığınız için çok kötüdür.
- Smoking is terrible for your health.
Sanırım Tom'a çok kötü bir şey oldu.
- I think something terrible has happened to Tom.
... But I do believe that women in pop music have a very bad rap. ...
... They're very bad in the area of judgment, human thinking, ...