Avcılık oyunu bu huzurlu vahşi doğada yasaklanmıştır.
- Hunting game is forbidden in this tranquil wilderness.
Milli parklarda avcılık yasaklanmıştır.
- Hunting is prohibited in national parks.
Avlanmak bu alanda yasaklanmıştır.
- Hunting is prohibited in this area.
Avlanmaya gitmeliydim.
- I should've gone hunting.
Avlanmak bu alanda yasaklanmıştır.
- Hunting is prohibited in this area.
Bu park asil bir aile için bir avlanma yeriydi.
- This park used to be a hunting ground for a noble family.
Tom geceyi eski bir avcı kulübesinde geçirdi.
- Tom spent the night in an old hunting shack.
Onun sevdiği eğlenceler avcılık ve golf.
- His favourite pastimes were hunting and golf.
Milli parklarda avcılık yasaklanmıştır.
- Hunting is prohibited in national parks.
Everyone has the right to seek and to enjoy in other countries asylum from persecution.
- Jeder hat das Recht, in anderen Ländern vor Verfolgung Asyl zu suchen und zu genießen.
Others came to escape religious persecution.
- Andere konnten der religiösen Verfolgung entfliehen.