avlanma

listen to the pronunciation of avlanma
Turkish - English
hunting

I should've gone hunting. - Avlanmaya gitmeliydim.

Hunting is not allowed in national parks. - Milli parklarda avlanmaya izin verilmez.

preying
netting
fishing gear
hunt

The men had little to do except hunt for food. - İnsanların yiyecek için avlanmanın dışında yapacakları çok az şeyleri vardı.

Hunting is not allowed in national parks. - Milli parklarda avlanmaya izin verilmez.

{i} quarrying
beagling
avlanmak
{f} hunt

Hunting is prohibited in this area. - Avlanmak bu alanda yasaklanmıştır.

Hunting is forbidden in national parks. - Avlanmak ulusal parklarda yasaktır.

avlanma bölgesi
chase
avlanma izni
game license
avlanma yasağı dönemi
shutoff
avlanma yasağı dönemi
close time
avlanma yasağı dönemi
close season
avlanmak
chevy
avlanmak
hunted
avlanmak
caught
avlanmak
chivvy
izinsiz avlanma
poaching
avla
{f} netting
avla
cull
avla
{f} hunt

He went hunting in the woods. - O, ormanda avlanmaya gitti.

The men had little to do except hunt for food. - İnsanların yiyecek için avlanmanın dışında yapacakları çok az şeyleri vardı.

avlanmak
be hunted
avlanmak
hawk
avlanmak
go out hunting
avlanmak
to be hunted; to be caught; to go hunting
avlanmak
shoot
doğanla avlanma
falconry
gizlenerek avlanma
still hunt
pusuya yatarak avlanma
still hunt
yasak avlanma
illegal hunting
şahinle avlanma
falconry
avlanma
Favorites