Turkish - English
Definition of uzunluğunda in Turkish English dictionary
- (futbol) footer
- uzunluk
- length
My hair is the same length as Jane's.
-Saçım, Jane ile aynı uzunluktadır.
Trigonometry studies relationships involving lengths and angles of triangles.
-Trigonometri üçgenlerin uzunluklarını ve açılarını içeren ilişkileri çalışmaktadır.
- uzunluk
- length; tallness
- uzunluk
- {i} extent
- uzunluk
- lang
- uzunluk
- stature
- uzunluk
- run
- uzunluk
- (Bilgisayar) len
Maximum length: 200 words.
-Maksimum uzunluk: 200 kelime.
A centimeter is a unit of length.
-Bir santimetre bir uzunluk ölçüsü birimidir.
- uzunluk
- span
- uzunluk
- longitudinal
- uzunluk
- (Dilbilim) duration
- uzunluk
- taille
- uzunluk
- footage
- uzunluk
- tallness
- uzunluk
- lengthiness
- uzunluk
- longness
- uzunluk
- {i} long
How long is the bridge?
-Köprü ne kadar uzunluktadır?
How long can I borrow it?
-Ben onu ne kadar uzunlukta ödünç alablirim?
- uzunluk
- (One's) height
- uzunluk
- the length
- altı foot uzunluğunda kimse
- six footer
- uzunluk
- linear measurement
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of uzunluğunda in Turkish Turkish dictionary
- Uzunluk
- boy
- Uzunluk
- buut
- Uzunluk
- gasa
- Uzunluk
- (Osmanlı Dönemi) BÜSUK
- Uzunluk
- (Osmanlı Dönemi) REBA'
- Uzunluk
- (Osmanlı Dönemi) HADB
- Uzunluk
- tul
- uzunluk
- Süre yönünden uzun olma durumu
- uzunluk
- Bir şeyin bir uçtan öbür uca kadar olan uzaklığı. İki nokta arasındaki yer aralığının ölçümü, tul
- uzunluk
- Bir şeyin bir uçtan öbür uca kadar olan uzaklığı
- uzunluk
- Yazının, sözün kapsam yönünden genişliği
- uzunluk
- İki nokta arasındaki yer aralığının ölçümü, tul
- uzunluk
- Bir yüzeyin iki temel boyutundan en büyük olanı, boy, en karşıtı: "Üç buçuk metre uzunluğunda bir kalas bul, getir."- H. R. Gürpınar
- uzunluk
- Bir yüzeyin iki temel boyutundan en büyük olanı, boy, en karşıtı
Related Terms
uzunluğunda
Hyphenation
u·zun·lu·ğun·daResimler
History
Favorites