uyutmak

listen to the pronunciation of uyutmak
Turkish - English
hypnotize
put to sleep
drowse
anesthetize
narcotize
to put to sleep, to make (sb) sleep; to deceive, to fool
to hypnotize
(Konuşma Dili) to beguile, deceive, hoodwink, fool, pull the wool over (someone's) eyes
anaesthetize [Brit.]
to alleviate, assuage
to put (someone) to sleep, cause (someone) to sleep
(Tıp) put out
fool
(Tıp) put under
(Dilbilim) put off
deceive
lull
knock out
rock
{f} anaesthetize
uyu
{f} slept

They slept a little in the room. - Onlar, odada biraz uyudular.

I only slept for three hours. - Ben sadece üç saat uyudum.

uyu
{f} sleep

It seems that the children will have to sleep on the floor. - Çocuklar yerde uyumak zorunda kalacaklar gibi.

You shouldn't sleep with a coal stove on because it releases a very toxic gas called carbon monoxide. Sleeping with a coal stove running may result in death. - Kömür sobasıyla uyumamalısınız. Çünkü karbonmonoksit olarak adlandırılan çok zehirli bir gaz içerir. Kömür sobasıyla uyumak ölümle sonuçlanabilir.

uyu
kip

I usually have a kip on Sundays. - Pazar günleri genellikle uyurum.

My mother has a kip every afternoon. - Annem her öğleden sonra uyur.

uyu
{f} sleeping

Once upon a time, there was a man and his wife. They had no house. They were living in the fields and sleeping at the foot of a tree. - Vaktiyle bir adam ve karısı vardı. İçinde oturacak evleri yoktu. Tarlalarda yaşıyorlardı ve bir ağacın dibinde uyuyorlardı.

He's sleeping like a baby. - Bir bebek gibi uyuyor.

uyu
get to sleep

Tom couldn't get to sleep till after three last night. - Tom dün gece üçten sonrasına kadar uyuyamadı.

Poor Tom's been trying to get to sleep for three hours now. - Zavallı Tom şu an üç saattir uyumaya çalışıyor.

uyutma
sleep
beşikte sallayarak uyutmak
rock to sleep
ilaçla uyutmak
drug
kloroform ile uyutmak
chloroform
kloroformla uyutmak
to chloroform
ninni ile uyutmak
sing a child to sleep
ninni ile uyutmak
to sing a baby to sleep
sallayarak uyutmak
rock to sleep
sallayarak uyutmak
rock
uyu
lazy
Turkish - Turkish
Aldatmak, kandırmak: "Bugün yarın diye uyuttun durdun beni."- A. İlhan
Hafifletmek
İlgi konusu olmaktan çıkarmak, unutturmak
Uyumasını sağlamak, uyur duruma getirmek
Aldatmak, kandırmak
Acı, keder vb.ni hafifletmek: "Yeisimi uyutmak için dimağımı tarih okumakla yoruyorum."- R. N. Güntekin. İlgi konusu olmaktan çıkarmak, unutturmak
yatırmak
(Osmanlı Dönemi) TEHCİD
(Osmanlı Dönemi) tenvim
Uyutma
(Osmanlı Dönemi) İNAME
uyutma
incir ve sütle yapılan bir tatlı
uyutma
Uyutmak işi