uyuşturma

Turkish - English

Definition of uyuşturma in Turkish English dictionary: anesthesia; anaesthesia [Brit.]; narcotization; matching; {i} anaesthesia
uyuşturmak: (Tıp) put to sleep
uyuşturmak: (Dilbilim,Tıp) put out
uyuşturmak: (Tıp) put under
uyuş: correspond
uyuş: {f} corresponding
uyuşturmak: anesthetize
uyuşturmak: accord
uyuşturmak: numb
uyuş: concur
uyuşturmak: anaesthetize
uyuşturmak: lull
uyuşturmak: benumb
uyuşturmak: to cause (a limb) to go to sleep; to numb
uyuşturmak: to numb; to deaden; to anaesthetize
uyuşturmak: anaesthetize [Brit.]
uyuşturmak: drug
Fadil used a powerful sedative to drug Layla. - Fadıl, Leyla'yı uyuşturmak için güçlü bir sakinleştirici kullandı.
uyuşturmak: stupefy
uyuşturmak: to make (someone) lethargic
uyuşturmak: to narcotize
uyuşturmak: narcotize
uyuşturmak: to anesthetize (an area) locally
uyuşturmak: dull
uyuşturmak: {f} desensitize

Turkish - Turkish

Definition of uyuşturma in Turkish Turkish dictionary: Uyuşturmak (I,II) işi
Uyuşturmak: (Osmanlı Dönemi) TAHAMÜR
uyuşturmak: Uyuşmasını sağlamak, hissedemez duruma getirmek: "Ruhumu serinletecek, beynimi uyuşturacak bir masal anlat!"- R. H. Karay
uyuşturmak: Uyuşmasını sağlamak, hissedemez duruma getirmek
uyuşturmak: Anlaşmalarını sağlamak

uyuşturma

Hyphenation

u·yuş·tur·ma

History

Favorites