Tom gently shook Mary awake.
- Tom Mary'yi uyandırmak için nazikçe salladı.
The flight attendant shook Tom awake and told him that the plane had landed.
- Uçuş görevlisi Tom'u uyandırmak için salladı ve ona uçağın indiğini söyledi.
Tom didn't want to wake up the kids.
- Tom çocukları uyandırmak istemedi.
Tom poured cold water over himself to wake himself up.
- Tom kendini uyandırmak için kendi üzerine soğuk su döktü.
I didn't mean to wake you.
- Seni uyandırmak istemedim.
What should I do to arouse desire in the man I'm interested in?
- İlgilendiğim adamda arzuyu uyandırmak için ne yapmalıyım?
I've been having trouble waking up.
- Uyanmakta zorlanıyorum.
She was afraid of waking the baby.
- Bebeği uyandırmaya korkuyordu.
When the full moon falls down on the roof at night, all the farmers are woken up.
- Gece dolunay çatının üzerine düştüğünde, tüm çiftçiler uyanır.
He seemed to have just woken up from a dream.
- Az önce bir rüyadan uyanmış gibi görünüyordu.
My mother woke me up saying It's a quarter past seven.
- Annem saat 07:15 diyerek beni uyandırdı.
When I woke up, I was sad.
- Uyandığımda üzgündüm.
Please wake me at six.
- Lütfen altıda beni uyandır.
The alarm clock wakes me at seven.
- Çalar saat beni 7:00 de uyandırır.
Gazate'de çıkan haber toplumda tepki uyandırdı.
What should I do to arouse desire in the man I'm interested in?
- İlgilendiğim adamda arzuyu uyandırmak için ne yapmalıyım?
Don't arouse him from his sleep!
- Onu uykusundan uyandırmayın.
The police found a truck matching that description.
- Polis bu tanıma uyan bir kamyon buldu.