Don't bother waking me up at 4:00 a.m. I don't plan to go fishing tomorrow.
- Sabah 4:00'te beni uyandırmak için zahmet etmeyin. Yarın balık tutmaya gitmeyi planlamıyorum.
She was afraid of waking the baby.
- Bebeği uyandırmaya korkuyordu.
He seemed to have just woken up from a dream.
- Az önce bir rüyadan uyanmış gibi görünüyordu.
I was woken up by the sound of thunder this morning.
- Bu sabah gök gürültüsü ile uyandım.
The alarm woke up Mayuko.
- Alarm Mayuko'yu uyandırdı.
My mother woke me up saying It's a quarter past seven.
- Annem saat 07:15 diyerek beni uyandırdı.
Please wake me at six.
- Lütfen altıda beni uyandır.
The alarm clock wakes me at seven.
- Çalar saat beni 7:00 de uyandırır.
You'll find this intriguing.
- Bunu merak uyandırıcı bulacaksın.
I find Tom intriguing.
- Tom'u merak uyandırıcı buluyorum.
The police found a truck matching that description.
- Polis bu tanıma uyan bir kamyon buldu.