used to describe veins or terrain that have no minerals of any commercial value

listen to the pronunciation of used to describe veins or terrain that have no minerals of any commercial value
English - Turkish

Definition of used to describe veins or terrain that have no minerals of any commercial value in English Turkish dictionary

barren
{s} çorak

Herkesin gidebileceği bir evi, sığınabileceği bir yuvası var. Benim evim çöllerdir, yurdum çorak topraklar. Kuzey rüzgarı ışığım, yağmurda bir tek paklanırım. - Everyone has a house to go to, a home where they can find shelter. My house is the desert, my home the barren heath. The north wind is my fire, the rain my only bath.

barren
(sıfat) kısır; verimsiz, çorak, kıraç; anlamsız, boş, faydasız, sonuçsuz; budala (Argo)
barren
yavan
barren
kurak
barren
meyvesiz
barren
(toprak) çorak
barren
sonuç vermez
barren
yararsız
barren
boş
barren
ürün vermeyen
barren
nispeten çorak arazi
barren
{s} anlamsız
barren
toprağı kumlu
barren
budala
barren
{s} kısır; meyvesiz; kıraç, verimsiz
barren
boş kafalı
barren
barrenness kısırlık
barren
{s} sonuçsuz
barren
çorak,kıraç
barren
barrenly kısır bir şekilde
English - English
barren
used to describe veins or terrain that have no minerals of any commercial value

    Hyphenation

    used to de·scribe veins or ter·rain that have no minerals of a·ny com·mer·cial val·ue

    Turkish pronunciation

    yuzd tı dîskrayb veynz ır tıreyn dhıt häv nō mînrılz ıv eni kımırşıl välyu

    Pronunciation

    /ˈyo͞ozd tə dəˈskrīb ˈvānz ər tərˈān ᴛʜət ˈhav ˈnō ˈmənrəlz əv ˈenē kəˈmərsʜəl ˈvalyo͞o/ /ˈjuːzd tə dɪˈskraɪb ˈveɪnz ɜr tɜrˈeɪn ðət ˈhæv ˈnoʊ ˈmɪnrəlz əv ˈɛniː kəˈmɜrʃəl ˈvæljuː/
Favorites