Avoid walking alone in remote locations.
Sapa yerlerde yalnız yürümekten kaçının.
I lost my apple tv remote. - apple tv nin uzaktan kumandasını kaybettim.
Tom uzaktan kumandasının üstünde bir düğmeye bastı ama hiçbir şey olmadı.
- Tom clicked a button on his remote, but nothing happened.
Tom uzaktan kumandayı aldı.
- Tom picked up the remote.
Ben alışılmadık bir yere aşık oldum.
- I fell in love in an unlikely place.
Tom'un Çin dominosu oynamayı bildiği çok uzak ihtimal.
- It's very unlikely Tom knows how to play mahjong.
Bence Tom'un bowlinge gideceği uzak ihtimal
- I think it's highly unlikely that Tom will go bowling.
Çok olasılık dışı görünmüyor.
- It doesn't sound so unlikely.
Eylemciler en son Brezilya'nın uzak, ormanlık bir köşesinde görüldüler.
- The activists were last seen in a remote, forested corner of Brazil.
Uzak geçmiş hakkında konuşarak oturduk.
- We sat talking about the remote past.
Manzara Batı Virginia'nın uzak bir kesimindeki küçük bir dağ köyüydü.
- The scene was a tiny mountain village in a remote section of West Virginia.
... Maybe in Japan, it's unlikely for us to evacuate at such an ...
... But, at the time, it seemed like a very unlikely proposition. ...