Onun düğünü hakkında bir şey bilmemen tuhaf.
 - It is strange that you know nothing about her wedding.
Son zamanlarda tuhaf bir deniz yaratığı bulundu.
 - A strange marine creature was found recently.
Garip bir keşif yaptılar.
 - They made a strange discovery.
O, yılanlar gibi, garip hayvanlardan hoşlanıyor.
 - It likes strange animals, like snakes.
Bir köpek yabancılara havlar.
 - A dog barks at strangers.
Bir köpek yabancılara havlar.
 - A dog will bark at strangers.
Bu hikaye kulağa acayip gelebilir ama tamamen gerçektir.
 - This story may sound strange, but it's absolutely true.
İnsanlar artık erkeklerin saçlarını uzatmalarına acayip olarak bakmıyorlar.
 - People no longer consider it strange for men to let their hair grow long.
Onun hobisi bilinmeyen kelebekler toplamaktır.
 - His hobby is collecting strange butterflies.
She's probably sitting there hoping a couple of strange detectives will drop in.