We will reach London before dark.
 - Hava kararmadan önce Londra'ya ulaşacağız.
Their losses reached one million yen.
 - Zararları bir milyon yene ulaştı.
What you said really got through to Tom.
 - Söylediğin gerçekten Tom'a ulaştı.
The storm prevented us from arriving on time.
 - Fırtına zamanında ulaşmamızı engelledi.
The storm prevented her from arriving on time.
 - Fırtına onun zamanında ulaşmasını engelledi.
Finally, he attained his goal.
 - Sonunda, hedefine ulaştı.
They attained their goal.
 - Onlar hedeflerine ulaştılar.
I tried to reach you on the phone, but I was unable to get through.
 - Telefonda sana ulaşmaya çalıştım,ancak bu mümkün olmadı.
I tried to reach you on the phone, but I was unable to get through
 - Ben sana telefonla ulaşmaya çalıştım ama başaramadım.
I succeeded in reaching the top of the mountain.
 - Dağın tepesine ulaşmayı başardım.
They succeeded in reaching the mountain summit, but had an accident when coming back down.
 - Dağın zirvesine ulaşmayı başardılar, ama geri inerken bir kaza geçirdiler.
The total bill for drinks came up to 7000 dollars.
 - İçecekler için toplam fatura 7000 dolara ulaştı.
Our team achieved five medals in total.
 - Ekibimiz toplamda beş madalyaya ulaştı.
We arrived at Viracopos at one o'clock in the morning.
 - Viracopos'a sabah saat birde ulaştık.
We waited but he failed to arrive.
 - Biz bekledik ama o ulaşamadı.
He wasn't tall enough to get at the ceiling.
 - O, tavana ulaşmak için yeterince uzun değildi.
He was too short to get at the grapes.
 - Üzümlere ulaşamayacak kadar kısaydı.
No ship could arrive in Cuba.
 - Hiçbir gemi Küba'ya ulaşamadı.
Your letters arrive in two days.
 - Mektuplarınız iki gün içinde ulaşır.