O tipik bir Japon insanı.
- He's a typical Japanese man.
O, tipik bir Gotik Kilisesidir.
- It is a typical Gothic church.
Yüksek düzeydekilerin emirlerine itaat ederken zihinsel gücüm askıya alınmış canlandırmada kaldı. Bu, orduda herkeste karakteristiktir.
- My mental faculties remained in suspended animation while I obeyed the orders of the higher-ups. This is typical with everyone in the military.
Bir arazi aracı genellikle bir arabadan daha fazla benzin kullanır.
- An SUV typically uses more gas than a car.
Tom genellikle bir dolandırıcı olarak oynar.Bu onun sihirbaz olarak oynadığı ilk zamandır.
- Tom typically plays as a rogue. This is his first time playing as a wizard.
Tipik olarak, insan gebeliği her biri yaklaşık üç aylık üç trimestere ayrılır.
- Typically, human pregnancy is divided into three trimesters of approximately three months each.
Onun mizah tipik Fransız, çok esprili.
- His humor is very witty, typically French.
Japon dilinin birçok ayırt edici özellikleri var.
- The Japanese language has many distinctive characteristics.
Bunlar, konuşulan dilin özellikleridir.
- These are characteristics of the spoken language.
böyle çevirisi ama türkçedefazla kulanılmaz bu kelime.
Aurora, kutup bölgelerindeki karakteristik bir olaydır.
- The aurora is a phenomenon characteristic of the polar regions.
Onun o şekilde davranması karakteristiktir.
- It's characteristic of him to behave like that.
Tipik olarak, insan gebeliği her biri yaklaşık üç aylık üç trimestere ayrılır.
- Typically, human pregnancy is divided into three trimesters of approximately three months each.
That way of talking is typical of him.
- It is typical of him to talk that way.
It is typical of him to talk that way.
- That way of talking is typical of him.
... within minutes visitors can go from a modern city typical cities such as these ...
... If I look at my typical work day, Twitter-- ...