Çoğu kişi dişlerini günde en az iki kez fırçalar.
- Most people brush their teeth at least two times a day.
Kyoto'da iki kez bulundum.
- I've been to Kyoto two times.
İki kere ölç, bir kere kes.
- Measure twice, cut once!
Tom, Mary'yi bacağından iki kere vurdu.
- Tom shot Mary twice in the leg.
Gelirin, benimkinin yaklaşık iki katı kadar büyük.
- Your income is about twice as large as mine is.
Bu tünel onun iki katı kadar uzundur.
- This tunnel is twice as long as that one.
Dişlerini günde en az iki kez fırçala.
- Brush your teeth twice a day at least.
Almanca dersleri haftada iki kez yapılmaktadır- Pazartesi ve Çarşamba günleri.
- German classes are held twice a week - on Mondays and Wednesdays.
İki defa Fuji Dağı'na tırmandım.
- I've climbed Mt. Fuji twice.
Bir şeyi yapmak için Tom'a iki defa söylemek zorunda değilsin.
- You don't have to tell Tom twice to do something.
I promised to go over to Tom's twice a day to water his starts while he was away.
- I promised to go over to Tom's two times a day to water his starts while he was away.
I've been to Boston twice.
- I've been to Boston two times.