trouble; distress; misfortune; adversity

listen to the pronunciation of trouble; distress; misfortune; adversity
English - Turkish

Definition of trouble; distress; misfortune; adversity in English Turkish dictionary

ill
{i} hastalık

Hastalık nedeniyle ödevimde erkek kardeşime yardım ettirmek zorunda kaldım. - I had to have my brother help me with my homework due to illness.

Hastalık nedeniyle partiye gidemedim. - I could not go to the party because of illness.

ill
{i} rahatsızlık
ill
keyifsizce
ill
rahatsız bir şekilde
ill
kötü biçimde
ill
kötülük
ill
acımasızca
ill
kötü

Hastalığından sonra onun sağlığı hâlâ kötü. - He's still in poor health after his illness.

O her zaman kötü muameleden şikayetçi. - He is always complaining of ill treatment.

ill
zararlı
ill
hoş olmayan bir biçimde
ill
hasta

Onun geçen aydan beri hasta olduğunu duydum. - I hear he has been ill since last month.

Sanırım dinlensen iyi olur; hasta görünüyorsun. - I think you'd better take a rest; you look ill.

ill
{s} sağlıksız
ill
fenallk
ill
kötu
ill
(sıfat) hasta, sağlıksız, rahatsız, kötü, fena, ahlaksız, zararlı
ill
ra- hatsızlık
ill
{s} fena
ill
(isim) hastalık, rahatsızlık, sorun, belâ, illet, dert
ill
{s} ters, uğursuz
ill
{s} (worse, worst)
English - English
ill

Music won't solve all the world's ills, but it can make them easier to bear.

trouble; distress; misfortune; adversity
Favorites