Definition of triggering or influencing an action in English Turkish dictionary
- tropic
- (Denizbilim) yönelimli
- tropic
- (Denizbilim) yönelimsel
- tropic
- dönence
- tropic
- tropik
Tropik bir adada tatil yapmak istiyorum.
-I want to take a vacation on a tropical island.
Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan, tropik yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyorlar ki 2000 yılına kadar onların % 80 yok olabilir.
-The tropical rainforests, located in a narrow region near the equator, are disappearing so fast that by the year 2000 eighty percent of them may be gone.
- tropic
- ç.tropikal bölge
- tropic
- sıcak bölge
- tropic
- kinaye kabilinden
- tropic
- mecazi
- tropic
- {s} tropikal
Amazon ormanı dünyanın en büyük tropikal ormanıdır.
-The Amazonian forest is the largest tropical forest on Earth.
Tom tropikal balık tutar.
-Tom keeps tropical fish.
- tropic
- Oğlak dönencesi
- tropic
- tropikal kuşak
- tropic
- coğr
- tropic
- {i} tropika
Dünyadaki tropikal yağmur ormanları, gezegende yaşamın ekolojik zincirine kritik bağlantılıdır.
-The world's tropical rainforests are critical links in the ecological chain of life on the planet.
Amazon ormanı dünyanın en büyük tropikal ormanıdır.
-The Amazonian forest is the largest tropical forest on Earth.
- tropic
- Tropic of Cancer Yengeç dönencesi
- tropic
- tropicaltropikal
Related Terms
Definition of triggering or influencing an action in English English dictionary
- tropic