topukluk

listen to the pronunciation of topukluk
Turkish - English
heel of
topuk
heel

He showed his heels to us. - O topuklarını bize gösterdi.

She was wearing a short skirt and high heels. - O, kısa bir etek ve yüksek topuklu ayakkabı giyiyordu.

topuk
(Jeoloji) buttress
topuk
toe
topuk
heel of the foot
topuk
heel of
topuk
bar (at the mouth of a river); sandbar, shoal
topuk
heel (of a foot, shoe, or stocking)
topuk
pillar
topuk
(Anatomi) calx
Turkish - Turkish

Definition of topukluk in Turkish Turkish dictionary

Topuk
tad
topuk
Ökçe
topuk
Ayağın toparlakça olan alt bölümü: "Topuklarına kadar uzun saçları vardı."- M. Ş. Esendal. Ökçe: "Sıska kız, alışık olmadığı yüksek topuklarla yürümeğe çalışıyordu."- Ç. Altan
topuk
Ayağın toparlakça olan alt bölümü
topuk
insanda, baldırın arka kısmındaki kas grubunun, ayakla birleştiği yuvarlakça bölüm
topuk
Belli bir amaçla kazılmaksızın asıl yerinde bırakılan kömür bloku veya cevher kütlesi
topuk
Denizdeki lokal sığlıklar
topukluk
Favorites