toplumlar

listen to the pronunciation of toplumlar
Turkish - English
communities
ecological communities: an assemblage of interacting plants and animals on a shared site (Freedman, B , 1989) Dictionary definition: people living in one locality; group of people having cultural, ethic or other characteristics in common; a group of nations having certain interests in common; the public in general, society; common ownership or participation
people or plants living in one area
plural of community
HPC netWindows CE Software & InfoHandheldNews comPalmPilot Software & InfoZaurux comPower for Linux PDAsBoatLinks comBoating and Marine InformationNDT orgNon-Destructive &Materials TestingTargaFlorio comRacer's Message Boards
HPC netWindows CE Software & InfoZaurux comPower for Linux PDAsWinPortal comWindows 2000 News & InfoBoatLinks comBoating and Marine InformationNDT orgNon-Destructive &Materials TestingTargaFlorio comRacer's Message Boards
Optional parameter used to tag routes in order to apply specific orders
toplum
society

The more skills one masters, the greater contribution one can make to society. - Bir insan ne kadar çok yetenek öğrenirse, topluma o kadar daha çok katkıda bulunur.

He's what society calls a real lover of music. - O, toplumun müziğe âşık dediği kişidir.

toplumlar arası dayanışma
(Hukuk) inter-social solidarity
toplumlar arası görüşmeler
(Hukuk) intercommunal talks
toplumlar arası kural
(Hukuk) inter-social norm
toplum
(Hukuk) community

Youths who are caught violating the new rules on behaviour will lose their right to free travel, and will have to complete unpaid community work to earn it back. - Yeni davranış kurallarını ihlâl etmekten yakalanan gençler seyahat özgürlüğü haklarını kaybedecekler, ve bu hakkı geri almak için parasız toplum işini tamamlamak zorunda kalacaklar.

We live in a global community. - Global toplumun bir parçasıyız.

toplum
(Biyokimya) population
ilkel toplumlar
primitive societies
toplum
gesellschaft
Müslüman olmayan toplumlar
(Hukuk) Non-muslim communities
etnik toplumlar
(Politika, Siyaset) ethnic communities
toplum
the community

We're pretty proud of what we do in the community. - Toplumda ne yapacağımız hakkında oldukça gururluyuz.

Dan is doing a disservice to the community. - Dan topluma kötülük yapıyor.

toplum
socio

Tom majored in sociolinguistics. - Tom toplum dilbiliminde ihtisas yaptı.

toplum
community, society
toplum
monde
Turkish - Turkish

Definition of toplumlar in Turkish Turkish dictionary

toplumlar arası
Toplumları ilgilendiren durum
toplum
Topluluk
toplum
Aynı toprak parçası üzerinde bir arada yaşayan ve temel çıkarlarını sağlamak için iş birliği yapan insanların tümü, cemiyet
toplumlar
Favorites