Yeni bir bisiklet almayı göze alamıyorum, bu yüzden bu eski bisikletle idare etmek zorunda kalacağım.
 - I can't afford to buy a new bike, so I'll have to manage with this old one.
O kızgın olduğunda karısı onu nasıl yöneteceğini bilir.
 - His wife knows how to manage him when he gets angry.
Sahipler, onu yönetici olarak atadılar.
 - The owners appointed him manager.
Küçük bir gelirle idare etmeliyim.
 - I must manage on a small income.
Bunu nasıl idare ettiler?
 - How did they manage that?
Müdür olmak istemiyorum.
 - I don't want to be the manager.
Müdür olmak istiyorum.
 - I want to be the manager.