Birlikte başlamak için buraya gelmemeliydin.
 - You shouldn't have come here to begin with.
O, bize başlamak için sinyal verdi.
 - He gave us the signal to begin.
Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı.
 - I go into the store, and who do I see? An American friend, who immediately begins to tell me what has been going on with him since we last met.
Okul dokuzda başlar ve altıda biter.
 - School begins at nine and is over at six.
Bütün başlangıçlar zordur.
 - All beginnings are difficult.
Başlangıç işin en önemli kısmıdır.
 - The beginning is the most important part of the work.