English - Turkish
Definition of to spend time doing nothing in particular in English Turkish dictionary
- hang out
- takılmak
Tom'un muhtemelen bizimle takılmaktan yapacağı daha iyi şeyleri vardır.
-Tom probably has better things to do than hang out with us.
Tom sigara içen insanlarla takılmaktan hoşlanmaz.
-Tom doesn't like to hang out with people who smoke.
- hang out
- (Fiili Deyim ) dışarıya sarkmak
- hang out
- oturmak
- hang out
- vakit öldürmek
- hang out
- (Dilbilim) bir ortama takılmak
- hang out
- çamaşır asmak
- hang out
- asılmak
- hang out
- asmak
- hang out
- oyalanmak
- hang out
- sarkıtmak
- hang out
- aylak aylak dolaşmak
- hang out
- bir yere takılmak
- hang out
- (deyim) dışarda arkadaşla takılmak, beraber gezmek. You wanna hang out tonight?
- to spend time
- zaman harcamak
- hang out
- sürtmek
- hang out
- ikamet etmek
- hang out
- sarkmak
- hang out
- {k} (deyim) bos zamanlarini gecirmek,kalmak
Related Terms
English - English
Definition of to spend time doing nothing in particular in English English dictionary
- hang out
He hung out with his friends all day yesterday.
to spend time doing nothing in particular
Hyphenation
to spend time do·ing noth·ing in par·ti·cu·larTurkish pronunciation
tı spend taym duîng nʌthîng în pırtîkyılırPronunciation
/tə ˈspend ˈtīm ˈdo͞oəɴɢ ˈnəᴛʜəɴɢ ən pərˈtəkyələr/ /tə ˈspɛnd ˈtaɪm ˈduːɪŋ ˈnʌθɪŋ ɪn pɜrˈtɪkjəlɜr/
Resimler
Favorites