Orada hıçkırarak ağlamakta olan bir kız çocuğuna rastladım.
 - I found that there was a little girl sobbing.
O hıçkırarak ağlamaktan vazgeçmeyecek.
 - She won't stop sobbing.
O, kayıp kız hıçkırıklar arasında adını söyledi.
 - Between sobs, that lost girl said her name.
Tom romanı onlara önerdi.
 - Tom recommended the novel to them.
Delia'nın onlara allerjisi olduğu için bu yemek tarifinden fındıkları çıkarttım.
 - I've left out the nuts in this recipe because Delia's allergic to them.
O, bana göre üç yıl kıdemli.
 - She is senior to me by three years.
Sen bana göre her şeysin.
 - You are everything to me.
Sana hikayeyi kim anlattı?
 - Who told the story to you?
Bu kitap sana epey faydalı olabilir.
 - This book may well be useful to you.
Avukat yeni yasayı bize açıkladı.
 - The lawyer explained the new law to us.
Bay Hasimoto bize karşı adil.
 - Mr. Hashimoto is fair to us.
Birlikte çalıştığım birinin yanında yaşıyorsun
 - You live next to somebody I work with.
Bunu başka birine söyle.
 - Tell it to somebody else.
Çek birine para ödeme yöntemidir.
 - A check is a method of paying money to somebody.
Tom tanımadığı birinin yanında oturdu.
 - Tom sat down next to someone he didn't know.
Siz sadece onu istemek zorundasınız ve o size verilecektir.
 - You have only to ask for it and it will be given to you.
Bu iş için başvuruda bulunmak size kalmış.
 - It is up to you to apply for the job.
Kaybolan kız adını söylerken hıçkırarak ağladı.
 - The girl who'd got lost sobbed as she said her name.
Onun kendi yatak odasında hıçkırarak ağladığını duyabiliyordum.
 - I could hear her sobbing in her bedroom.
Ben bir orospu çocuğunun annesiyim.
 - I'm the mother of a son of a bitch.
Yara izini herhangi birine hiç gösterdin mi?
 - Have you ever shown your scar to someone?
Eğer uçağın kaza yapacağını birine söylersen, bu söylem hiç bir şey ifade etmeyecek.
 - If you say this to someone whose plane is going to crash, this phrase is not going to mean anything.
Bununla ilgili olarak, ben suçlu değilim.
 - In relation to this, I am to blame.
Tom hâlâ hayatta olsaydı bugün nasıl görünürdü?Aşağıdaki fotograf kullanımı, bunun bir cevabını bulmaya çalışıyor.
 - How would Tom look today if he were still alive? The following photomanipulation attempts to find an answer to this.
Yatak odasına girerken, hıçkırmaya başladı.
 - On entering the bedroom, she started sobbing.
Meseleyi ona bırakmaktan başka çaremiz yoktu.
 - We had no choice but to leave the matter to him.
Siz de ona önceden söyleyebilirsiniz.
 - You may as well say it to him in advance.
Buna alışabildiğimi düşünüyorum.
 - I think I could get used to this.
Buna asla alışmayacağım.
 - I'll never get used to this.
He doesn't love me! she sobbed.