to render uneasy in mind; to disquiet; to distress; to grieve

listen to the pronunciation of to render uneasy in mind; to disquiet; to distress; to grieve
English - Turkish

Definition of to render uneasy in mind; to disquiet; to distress; to grieve in English Turkish dictionary

pain
{i} sancı

Her otuz dakikada doğum sancım var. - I have labor pains every thirty minutes.

Çıplak gözle zor görülebilecek bir tahta kıymığı, Tom'un parmağında çok sancılı bir enfeksiyona neden oldu. - A splinter of wood, barely visible to the naked eye, caused a very painful infection in one of Tom's fingers.

pain
ıstırap
pain
{i} acı

Bu acıya dayanamıyorum. - I can't stand this pain.

Onun yüzü acıdan şekil değiştirmişti. - His face is distorted by pain.

pain
ağrı

Sırtımda kötü bir ağrım var. - I have a bad pain in my back.

Sonunda hastaneye gitmeden önce, Tom ağrıya birkaç hafta dayandı. - Tom put up with the pain for a couple of weeks before finally going to the hospital.

pain
{i} ceza

Cézanne doğanın yeni bir biçimde nasıl resmedileceğini biliyordu. - Cézanne knew how to paint nature in a new way.

pain
veca
pain
batar
pain
{i} emek

Emeksiz kazanç olmaz. - No gains without pains.

pain
i ağrı
pain
kalbini kırmak
pain
kırmak
pain
sel
pain
incitmek
pain
karamsar
pain
{i} dert, keder
pain
sıkıntı/acı
English - English
pain

It pains me to say that I must let you go.

to render uneasy in mind; to disquiet; to distress; to grieve
Favorites