to produce leaves; put forth foliage

listen to the pronunciation of to produce leaves; put forth foliage
English - Turkish

Definition of to produce leaves; put forth foliage in English Turkish dictionary

leaf
{i} yaprak

Kuru bir yaprak yere düştü. - A dead leaf fell to the ground.

Bir yaprak gibi titriyordu. - She trembled like a leaf.

leaf
yapraklı

E vitamini bakımından zengin gıdalar koyu yeşil yapraklı sebzeler, fasulye, sert kabuklu yemişler ve tam taneli hububatları içermektedir. - Foods rich in vitamin E include dark-green, leafy vegetables, beans, nuts and whole-grain cereals.

Meg dört yapraklı yonca buldu. - Meg found a four leaf clover.

leaf
föy
leaf
sahife
leaf
(özellikle altın ve gümüş) ince tabaka
leaf
(bitki) yaprak
leaf
{i} sayfa

Oğlum bugünlerde karşılık vermiyor, o yeni bir sayfa açmış olmalı. - My son doesn't talk back these days; he must have turned over a new leaf.

Hayatında beyaz bir sayfa açtı. - He turned over a new leaf in life.

leaf
açılıp kapanan masanın eğreti tahtası
leaf
(Mukavele) kanat (kapı, pencere)
leaf
yapraklanmak
leaf
leaf blight yapraklara arız olan hastalık
leaf
(isim) yaprak, sayfa, kanat (masa), folyo
leaf
{i} folyo
leaf
{i} ince madeni tabaka
leaf
{f} yaprak vermek, yapraklanmak
leaf
{i} (masada) kanat
leaf
leaf bud yaprak tomurcuğu
leaf
leaf mold yaprak gübres
English - English
leaf
to produce leaves; put forth foliage
Favorites