English - Turkish
Definition of to play the pirate; to practice robbery on the high seas in English Turkish dictionary
- pirate
- korsan
Korsan olduğumuza inandıralım.
-Let's make believe that we're pirates.
Tom'un büyük büyük büyükbabası bir korsandı.
-Tom's great-great-grandfather was a pirate.
- pirate
- {s} izinsiz yayın yapan
- pirate
- {s} yasadışı
- pirate
- korsanlık yapmak
- pirate
- korsan satış yapmak
- pirate
- {f} korsanlık yap
- pirate
- başkasının eserini izin almadan yayımlamak
- pirate
- {f} yağmalamak
- pirate
- piracykorsanlık
- pirate
- {f} izinsiz yayınlamak
- pirate
- (isim) korsan, korsan gemisi, korsan yayın yapan kimse, korsan çalışan araç
- pirate
- izinsiz olarak yayımlama
- pirate
- (fiil) yağmalamak, talan etmek, izinsiz yayınlamak
- pirate
- intikal
- pirate
- korsan satış yap
- pirate
- {i} korsan yayın yapan kimse
- pirate
- {i} korsan çalışan araç
Related Terms
English - English
Definition of to play the pirate; to practice robbery on the high seas in English English dictionary
- pirate
to play the pirate; to practice robbery on the high seas
Hyphenation
to play the pirate; to prac·tice rob·be·ry on the high seasPronunciation
Resimler
Favorites