Biraz şaşkın hissediyorum.
 - I feel a little dazed.
Biraz şaşkın görünüyordun.
 - You looked a bit dazed.
Tom hâlâ şaşkınlık içinde.
 - Tom is still in a daze.
Ben New York'a ilk gittiğimde, bir şaşkınlık içindeydim.
 - When I first got to New York, I was in a daze.