English - Turkish
Definition of to load down with things, to fill, to encumber in English Turkish dictionary
- lumber
- kereste
Bu ev Brezilya kerestesinden inşa edilmiştir.
-This house is built from Brazilian lumber.
Gemi kömür, kereste, ve benzeri şeylerle yüklüydü.
-The vessel was loaded with coal, lumber, and so on.
- lumber
- kullanılmayan eşya
- lumber
- hantal hantal yürümek
- lumber
- (with ile) (İİ) istenmeyen bir şey/iş/sorumluluk vermek
- lumber
- {f} ağaç kes
Tom bir ağaç kesen olmak istemiyor.
-Tom doesn't want to be a lumberjack.
- lumber
- ağır hareket etmek
- lumber
- hantal
- lumber
- {f} ağaç kesmek
- lumber
- kalabalık eden ve kullanılmayan eşya
- lumber
- angarya yüklemek
- lumber
- {i} kullanılmaya
- lumber
- {i} gereksiz eşya
- lumber
- zorluk çıkar/ağaç kes
- lumber
- lumber roomsandık odas
- lumber
- ii
- lumber
- {i} lüzumsuz eşya
- lumber
- (fiil) ağaç kesmek, hantal hantal yürümek, kereste kesmek, lüzumsuz eşya ile doldurmak
Related Terms
English - English
Definition of to load down with things, to fill, to encumber in English English dictionary
- lumber
to load down with things, to fill, to encumber
Hyphenation
to load Down with things, to fill, to en·cum·berPronunciation
Resimler
Favorites